Unlu gıdalarda ve tahıl ürünlerinde beyazlatıcı ve hamur yapısını güçlendirici olarak kullanılan azodikarbonamid (E927a) hakkında önemli açıklamalarda bulunan Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğr. Gör. Sinem Erdin, gıda katkı maddelerinin kullanım dozlarının deneysel çalışmalarla sağlığa zarar vermeyecek şekilde belirlendiğine dikkat çekti.
Erdin, “Gıda katkı maddeleri, gıdalara uygulanan ısıl işlemler ve insan metabolizmasındaki enzimatik faaliyetler sonucu farklı bileşiklere dönüşebilir” dedi.
BÖBREK VE KARACİĞER FONKSİYONLARINA ZARAR VEREBİLİR
Azodikarbonamitin dönüşüm sürecinde ortaya çıkan semicarbazide (SEM) adlı bileşiğin toksik etkilerine değinen Erdin, “Hayvan çalışmalarında, tümör büyütücü etkisi olduğu görülmüş. 2020’de Nijerya’da yapılan bir çalışmada ise farelerde böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının olumsuz etkilendiği tespit edilmiştir. Bu nedenle Avrupa Gıda Güvenlik Otoritesi ve Kodeks Alimentarius bu maddenin kullanımına sıcak bakmıyor” ifadelerini kullandı.
BAZI ÜLKELERDE KULLANIMI SERBEST
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve onun regülasyonlarını benimseyen ülkelerin azodikarbonamid hakkında farklı bir görüş benimsediğini belirten Erdin, “FDA, bu maddenin insanlar tarafından alınan dozlarının hayvan çalışmalarındaki dozlarla kıyaslandığında çok düşük olduğunu ve mevcut araştırmaların yetersiz olduğunu savunarak kullanımına izin veriyor. Bu nedenle Amerika, Kanada, Nijerya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde kullanılabiliyor” dedi.
TÜRKİYE’DE YASAK, ANCAK MARUZİYET DEVAM EDİYOR
Azodikarbonamid Türkiye’de yasak olsa da ithal ürünler ve fast food zincirleri aracılığıyla bu maddeye maruz kalınabileceğini belirten Erdin, tüketicileri etiket bilgilerini dikkatlice okumaları konusunda uyardı:
“İthal ürünlerin etiketlerinde ‘ADA’ veya E927a kodu yer alıyorsa, bu katkı maddesinin kullanıldığı anlaşılabilir. Ayrıca yurt dışına seyahat eden kişiler de bu tür gıdalara dikkat etmelidir.”
FAST FOOD TÜKETİMİNDE DAHA BÜYÜK TEHLİKELER VAR
Fast food ürünlerindeki katkı maddelerinden endişe edilmesi gerektiğini ancak asıl önceliğin trans yağ, doymuş yağ, şeker ve tuz içeriğine verilmesi gerektiğini belirten Erdin, “Fast food ürünlerinin yüksek yağ, şeker ve tuz içeriği; diyabet, kalp hastalıkları ve hipertansiyon gibi kronik hastalıkların yanı sıra bazı kanser türlerinin riskini artırıyor. Bu nedenle en sağlıklı yaklaşım, fast food tüketimini mümkün olduğunca azaltmaktır” şeklinde konuştu.
More Stories
Prof. Dr. Altuntaş: Kanserde yapay zekâ çağı başladı
Cilt kuruluğu deyip geçmeyin!
Bağışıklık sisteminizin gizli kahramanı